Bazı kaynaklarda Afrodit’in oğlu, bazılarında ise sevdiği kişi olarak gösterilmektedir. Mitolojide güzelliği ile meşhur bir delikanlıdır, hakkında çeşit çeşit rivayetler vardır. Yunan mitolojisine göre, Afrodit’in aşık olduğu ölümlü bir erkekti.
Suriye kralının kızı Myrrha, Afrodit’e yeterli derecede tapınmadığı için Afrodit tarafından cezalandırılmış ve kıza asla baş edemeyeceği bir baba arzusu vermiş. Dadısının yardımıyla babası ile 7 gün 7 gece beraber olmuş (bazı kaynaklarda 40 gün 40 gece olarak geçer). Babası son gece birlikte olduğu kişinin kızı olduğunun farkına varmış ve onu öldürmek istemiş. Tanrılar kıza acıyarak onu mersin ağacına dönüştürmüşler. Ağacın gövdesinden 9 ay sonra ölümlülerin en güzeli olan Adonis dünyaya gelmiş.
Afrodit görür görmez ona aşık olmuş ve onu saklaması için Persephone’ye vermiş. Persephone de delikanlıya vurulmuş ve onu geri vermek istememiş. İki tanrıça arasında kavga çıkmış. Zeus araya girmiş ve Adonis’in, 6 ay Afrodit’in, 6 ay Persephone’nin yanında kalmasına karar vermiş. Adonis avlanırken bir yaban domuzunun saldırısına uğrayarak ölmüş.
Afrodit bu acıya dayanamamış, Zeus’tan onu görmesine izin vermesini rica etmiş. Zeus Adonis’e yılın bir kısmını Afrodit’in yanında, geri kalan kısmını ise yer altında ölüler dünyasında geçirmesini izin vermiş. Adonis saklandığı yer altı dünyasından çıktığı zaman güzel günler başlıyor, çiçekler açıyor, ilkbahar başlıyordu. Onun hayatı tıpkı çiçekler gibi sınırlıydı, kısa sürüyordu. Çünkü Adonis açılıp güldüğü, gençliğin en güzel ve parlak çağına ulaştığı gün ölüyordu. Onun ölümüyle Afrodit ve periler yas tutuyor, göz yaşı döküyorlardı. Neşeli ilkbahar ve yaz mevsiminden sonra bu nedenle kasvetli ve yağmurlu son bahar geldiğine inanılır.
Yunalılar onu çiçekli ve neşeli ilkbaharın sembolü olarak kabul ederlerdi.